Down Sendromlu Bireylerde Artikülasyon (Sesletim) Problemlerinin Araştırılması

DS’lu bireylerde artikülasyon sorunları vakaları sayıca yüksektir. Araştırmacılar, Down sendromlu çocukların yaklaşık %95’inde artikülasyon problemleri olduğunu tespit etmişlerdir (Bray, 2007; Stoel-Gammon, 2001)

DS’lu bireyler ünsüzlerde ünlülere göre daha fazla hata yapılmaktadır. Down sendromlu ergenler kelimelerdeki ünsüz harfleri artiküle ederken, diğer sebeplere bağlı olarak zihinsel engeli bulunan ergenlere göre daha fazla hata yapmışlardır. (Stoel, Gammon, 1980)

Down sendromlu çocuk üzerinde yapılan bir araştırmada yapılan ses hataların %90’nın ünsüz harflerde yapıldığı görülmüştür (Stoel- Gammon, 1980). Aynı araştırmada Down sendromlu çocuklar ünlü harfleri de söylemekte zorlanmamışlardır.
Bunton ve arkadaşları da araştırmalarında ünlü seslerin kalınlık incelik durumuna göre artikülasyon sorunları ile karşılaştılar. (Bunton ve ark., 2007)
Çalışmamızda kalın ve ince ünlülerle ilgili ciddi farklar olmada düzlük yuvarlaklık olarak anlamlı bir fark çıkmıştır. Yuvarlak sesler de ( /o/, /ö/,/u/,/ü/ ) daha fazla aritkülasyon sorunu ile karşılaştılmıştır.

Bunton ve arkaşları başka bir araştırmada seslerin seslerin konumlarında (başta-ortada-sonda) tezatlıklara rastlamışlardır. Kelimenin başında doğru telaffuza edilen bir ses başka bir kelimenin sonunda yanlış telaffuz edilmiştir.
Çalışmamızda biz sesleri başta, ortada ve sonda konumuna göre de değerlendirilmiştir.. Seslerin başta orta sonda durumlarında tezatlıklarla karşılaşsakta genellikle artikülasyon sorunu olan ses tüm konumlarda sorunlu olduğunu görülmüştür.
Çalışmamızda 40 katılımcının hepsinde artikülasyon sorunu görülmüştür. Seslerin kompleks seslerde (çıkması zor), ötümlü seslerde daha çok sorun yaşamışlardır. Ünlü seslerde ise yuvarlak seslerde daha çok sorun yaşadığı görülmüştür.
Sommers ve diğerleri en sık yanlış telaffuz edilen seslerin (azalan sıra ile) /s/, /d/, /t/, /r/, /z/, /1/, /s/ , /r/ /n/, /v/ olduğunu bildirmiştir. (Sommers, 1998)
Çalışmamızda Sommers’in bulgularından farklı olarak /n/, /d/, /t/ sesleri az hata yapılan sesler arasında çıkmış sıralamaya /j/ ,/ğ/, /c/, /g/ sesleri de girmiştir.
Kumin ‘in yaptığı bir çalışmada down sendromlu çocuklarının oral motor yetersizliğinden kaynaklanan konuşma güçlüğünden bahsetmiştir. Çalışmamıza katılan DS’lu çocukların sadece 8’i (%20) artikülatör gelişimini destekleyici terapi almış 10 ‘u (%25) da bir dil ve konuşma terapistinden artikülasyon terapisi almıştır. Oral motor becerileri geliştirici terapi ve artikülasyon terapisi alan çocukların daha az artikülasyon sorunu yaşadığını gördük. Pueschel, S. nin yapmış olduğu araştırma göstermiştir ki; çocuklar duyusal ve bilişsel uyarılardan, kaba ve ince motor aktiviteleri içeren çalışmalardan ve konuşma terapisinden yarar ciddi görmektedirler.

Down sendromlu bireylerin dilindeki ve yanaklarındaki kas tonusu zayıfsa konuşma ve dil patologları DS’lu bireyin kas tonusunu ve koordinasyonunu iyileştirmek için yardımcı olmaları gerekmektedir. (Kumin, 2013)

Down Sendromlu çocukların fonolojik gelişimlerinin gecikip gecikmediğinin ya da düzensiz olup olmadığının araştırılması önemlidir (Dodd, Thompson, 2001)

Kumin, L.ye göre down sendromlu bireylerin artikülasyon sorunlarının aza indirgenmesi için down sendromlu bireylerin tespit edilmemiş ya da tedavi edilmemiş tıbbi problemlerinin çözülmesi ve çocuğun sesleri artiküle etmesi için dil, dudak, yanak, çene, gırtlak, diyaframını tam potansiyeli ile kullandırılabilmesi gerekmektedir.

Bray, (2007); Van Borsel, (1996) in DS’lilerde gelişimsel olarak sonra çıkan seslerde daha fazla hata olduğunu tespit etseler de, Cleland ve arkadaşlarına göre konuşma sesleri hataları genel gelişimsel hataların ve kişiye özel hataların birleşimidir.

Topbaş (2006) 2–8 yaşları arasındaki çocuklar üzerinde yaptığı araştırmada erken edinilen sesbirimleri şöyle sıralamaktadır: Genizsi sesler> patlamalı-durak sesleri> akıcı daralmalı> yan daralmalı> durak sürtünmeli> sürtünmeli> tek vuruşlu.

Genel olarak ötümlü sesler sözcük başı, ötümsüz sesler sözcük sonu konumunda daha erken edinilmekte ve sesbirimlerin ediniminde sözcük konumu belirleyici faktör olmaktadır ”8. Uluslararası transkripsiyon alfabesinde genizsi sesler /m/, /n/; patlamalı durak sesleri /p/, /b/; daralmalı sesler /l/, /r/, /y/; sürtünmeli sesler /s/, /z/, /v/ ve /c/ olarak gösterilmektedir.

Çalışmaya katılan DS’lu çocukların en kolay çıkardıkları sesler genizsi sesler ve patlamalı dudak sesleri olduğu görülmüştür.

Seslerin doğru çıkartılması için ses çıkarmada görevli olan dil, dudak, yanak, çene, yanak artikülatörleri ve nefes becerisinin iyi olması gerekmektedir. Down sendromlu çocukların hipotonik kas yapısı ve motor becerilerindeki yavaşlık düşünüldüğünde down sendromlu çocukların artikülatörlerini daha az kullandığı, dudak ve düz ünlü seslerinde daha az sorun yaşadıkları görülmektedir.
Çalışmamızda dilin damağa teması ile oluşan /l/,/r/, /t/,/d/, /c/, /j/ seslerinde artikülasyon sorunları ile karşılaşılmıştır. Beck yaptığı bir araştırmada bu durumu DS’lu çocukların damak yapıındaki farklığa bağlamıştır. (Beck, 1997)

Sıklıkla tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları down sendromlu bireylerin işitmesini bozabilir. Kumin, 2006; Schieve ve diğerleri, 2009’a göre down sendromlu bireylerde çeşitli derecelerde işitme kayıplarına sık rastlamışlarıdır. İşitme kaybı, artikülasyon bozukluklularına sebep olmamaktır. Ancak Vicari’nin (2006) gözlemlediği gibi “DS’de dil bozukluğunun sadece işitme kaybının bir sonucu olduğuna dair hiçbir kesin kanıt mevcut değildir. Çalışmamızda bazı anne babalar down sendromlu çocuklarının yıl içerisinde 4 den fazla üst solunum yolu rahatsızlığı geçirdiğini ifade etmişlerdir. Ancak ailelere sorduğumuz başka bir soruda 40 aileden sadece 13 kişi down sendromlu çocuklarının son 2 yıl içerisinde işitme testi yaptırdıklarını ifade etmişlerdir. Bu durum sağlık merkezlerinin hasta takip ve yönlendirmelerde aksaklıkları olduğunu göstermektedir.

Erkek ve kız DS’lu çocuklar arasında seslerin kazanımın sırasında önemli bir fark yoktur. /g/, /y/,/ş/, /ç/, /j/ seslerini kızların erkeklerde 6 ay daha erken kazandıkları görülmüştür. (Kumin, 2013)

Çalışmamızda kız ve erkek DS’lu çocukların sesleri kazanım yaşlarına bakılmamıştır. Yalnız DS’lu çocukların en fazla hata yaptıkları sesler çocukların en son kazandıkları ( /j/, /r/, /g/, /v/, /z/, /ş/, /ç/ ) olduğu görülmüştür.

Çalışmamıza katılan DS’li bireylerin büyük çoğunluğu fizyoterapi almaktadır ya da almışlardır. Fizyoterapi alan ve almayan DS’li bireylerin artikülasyon problemleri sıkılığına baktığımızda anlamlı bir ilişki görülmemiştir. Bu durum fizyoterapistlerin oral dil, dudak, yanak, çene, diyafram çalışmaları yapmadıklarını y ada yapmak için yeterli donanıma sahip olmadıklarını düşündürmektedir. Ailelere sorduğumuzda fizyoterapistin sadece kaba motor çalışmalara odaklandığı ifade edilmiştir.

Özel gereksinimli çocukların eğitiminde en yaygın eğitim modeli aile ve çocuk odaklı eğitimdir. (Tezcan, 1997) Aile ve çocuk her zaman eğitim sürecinin merkezinde bulunurlar. Uzmanlar günün büyük çoğunluğunu down sendromlu çocukla geçiren anne, baba ve diğer aile bireylerinin doğru yönlendirme ile down sendromlu bireye daha etkili bir eğitim verileceğini düşünmektedirler. Normal gelişim gösteren çocukların eğitim süreçlerinde veli olarak genelde anneler ön plana çıktığı gibi özel çocukların eğitim süreçlerinde de anneler öne çıkmaktadır.
Down sendromlu bireylerin 0-3 ve 3-6 yaş dönemlerinde anne ve babanın da etkin olarak katıldığı disipliner bir eğitim ve sağlık süreci geçirmeleri konuşma problemlerinin en aza indireceği aşikardır. Ailelerin down sendromu konusunda bilgilenmeleri ve eğitim süreçlerine dahil edilmeleri gerekmektedir.
Çalışmamızda çocuğunun eğitim ve sağlık durumu hakkında araştırma yapan ve yapmayan ailelerin çocuklarında görülen artikülasyon problemlerinin azaldığı dikkat çekmektedir.

Eğitim düzeyi ilkokul olan ailelerin çocuklarının çıkartamadığı toplam sesin daha fazla olduğu ve eğitim sürecine dahil olan babaların çocuklarında artikülasyon problemlerinin daha az olduğu görülmüştür.

Sonuç: Ülkemizde dil ve konuşma terapisti sayısı çok azdır. Down sendromlu bireyler başta olmak üzere özel gereksinimli çocuklar dil ve konuşma terapi hizmetinden faydalanmaları gerekmektedir.  Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları bu konuda çözümler üretmeleri gerekmektir.
Down sendromlu çocuklarda, doğuştan sahip oldukları hipotonik kas yapısı, motor gelişimi üzerinde olduğu gibi dil gelişiminde de önemli engelleyici rol oynamaktadır. Ancak belli başlı eksersizlerle ve uzun süren kas çalışmalarıyla, bilhassa ağız içi kasları geliştirmek ve bu olumsuzluğu tamamen ortadan kaldırılması mümkün olmazsa da, etkilerini azaltma imkanı vardır. Burada ise uzman eğitmenlere ve bu konuda uzmanlaşmış eğitim kurumlarına büyük görev düşmektedir.

Down sendromlu bireyler ne kadar da genetik problemlerde dolayı çoğu sesi artiküle etmekte zorlansalar da kritik dönemlerde doğru etkili bir dil ve konuşma terapisiyle minimum derece artikülasyon sorunu yaşayacakları düşünülmektedir.

Ülkemizde down sendromlu çocukların büyük çoğunluğu zayıf kas tonusu gibi nedenlerle fizyoterapi almaktadır. Ancak oral motor bölgelerinde kaslarla ilgili yapılan çalışma sınırlıdır. Fizyoterapistlerin bu konuda yeterince uzmanlaşmaları gerektiği düşünülmektedir.

Down sendromlu bireylerin 0-3 ve 3-6 yaş dönemlerinde anne ve babanın da etkin olarak katıldığı disipliner bir eğitim ve sağlık süreci geçirmeleri konuşma problemlerinin en aza indireceği aşikârdır.

Ailelerin down sendromu konusunda bilgilenmeleri ve eğitim süreçlerine dahil edilmeleri gerekmektedir.

Ülke genelinde down sendromu klinikleri açılması ve ilk teşhis konulduktan sonra Down sendromlu birey ve ailesi için takip ve denetim planları oluşturulmalıdır.

Şunu unutmamak gerekir ki down sendromlu bireylerin sağlık problemleri en aza indirildiği taktirde başaramayacakları çok az şey vardır.
Bu çalışma daha çok katılım detaylı bir taramayla çok önemli veriler elde edilebileceğinin göstergesi olduğu düşünülmektedir.

Özel Eğitim ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı
Mehmet ONGUN  dkadanismanlik@gmail.com
Down Sendromlu Bireylerde Artikülasyon (Sesletim) Problemlerinin Araştırılması Tez Çalışması
İzinsiz Kopyalanamaz

Bir Cevap Yazın