Okulların açılmasıyla ilk defa anaokulu ve 1. sınıflara başlayan minikler aynı kalıptan çıktıkları düşüncesiyle bireysel farklılıkları göz ardı edilerek Bakanlığın vermiş olduğu müfredata uygun şekilde eğitim öğretim hayatlarına başladılar.
Farklı aile ve sosya-ekonomik çevreden gelen çocukların bireysel farklılıkları olması kaçınılamaz. Bu bireysel farklılıklar arasında dil gelişimindeki farklılıklar en göze batanıdır. Her çocuğun konuşma gelişimi aynı olmamaktadır.
Ayrıca bazı sebeplerden de dolayı dil ve konuşma gelişimini tam olarak tamamlayamamış çocuklar; okul hayatlarına başladıklarında öğretmenleri ve arkadaşları tarafından hemen dikkat çekerler.
Öğretmen ve arkadaşlarının çocuğun dildeki bozukluğuna olumsuz bakış açıları haliyle bu çocukların sosyal- psikolojik ve akademik alanlarını da etkilemektedir.
Dil ve konuşma problemi olan çocuğa arkadaşlarının gülmesi, alay etmesi gibi davranışlar bu çocuklar için travma sebebi olabilmektedir. Bu duruma maruz kalan çocuklar kendilerini geri çekebilmekte, öz güvenlerini yitirmekte, konuşmak istememekte ve gruba dahil olmaktan kaçınmaktadırlar.
Bu durumda sınıf öğretmenin ilk yapması gereken aileyi bilgilendirme, konuşma problemi olan çocuğu dil ve konuşma terapistine yönlendirmesi ve terapistin vermiş olduğu egzersizleri sınıfça yapmasıdır.
Aynı zamanda diğer öğrencileri bireysel farklılıklar konusunda bilgilendirmeli, empati konusu işlenmeli ve konuşma problemi olan çocuğu rencide etmeyen davranış modelleri sunmalıdır.
Unutulmamalıdır ki dil ve konuşma problemleri tedavi edilmediği taktirde arkasından başka problemleri de sürükleyebilmektedir.
Bazen küçük dokunuşlarla büyük problemlerin üstesinden gelinebilir.
Konuşma Bozuklukları Uzmanı: Mehmet Ongun